22 Şubat 2017 Çarşamba

Bugünkü etkinliğimiz balerindi. Bale nedir?
-Bale yapan kadına ne denir?
-Balerin
-Peki bale yapan erkeğe ne denir?
-Öyle bir şey yok ki....😅
Varmış. Ögrendik. 😄

7 Eylül 2015 Pazartesi

Merhaba

Yazmayalı o kadar uzun zaman olmuş ki... Bu arada değişen bir çok şeyin yanında hiç değişmeyen bir çok şey de var hayatımda. Tıpkı sizlerinki gibi...

Bu sene uzun bir tatilin ardından okula başlayacağız artık. Biz öğretmenler olarak başladık bile aslında. Üstüste yapılan toplantılardan beynim dönmüş durumda. Ama nihayet Çalışıyor olmak çok güzel.

Bu, değişmeyen şeylerden birisi. Aynı okulda çalışıyorum hala.
Değişmeyen bir diğer şey de hala ıbır zıvır işlerle uğraşıyor olmam :)

Değişen şeyler de var tabi. Çocuklarım büyüdü. Artık ikisi de okullu.
Kedimiz olarak sizler Limon'u tanıyorsunuz. Bize misafir olmuştu. Şimdi iki tane ev sahibimiz var; Kara Boncuk ve Pamuk...
Onların hikayesini size daha sonra resimli olarak anlatırım belki.
Bu ara bir hobim daha var: çiçekler... Çiçek yetiştirmek çocukluğumdan beri keyiftir benim için. Ama bu ara saplantı derecesinde. Bloglara ve forumlara giriyorum, o da yetmiyor üye olup fikir alışverişinde bulunuyorum. Girdiğim bu forUnlardan birinde bir proje var: Doğa için çal... Bayıldım bu fikre ve slogana. Sonuna kadar uygulayıcısının. :) daha birkaç saat önce havuz başında yapılan bir düğünden gelirken yürüdüğüm bahçe koridoru boyunca ne kadar Sarmaşık varsa hepsinden dallar çaldım. :)) eve gelince de büyük bir umut ve özenle su dolu şişmeye yerleştirdim. Şimdi köklenmesini bekleyeceğim ki işin en zor bölümü bu bence. Hemen dikesim var.
Böyle işte... Dediğim gibi değişen şey kadar değişmeyen şeyler de var. Ama herseye rağmen hayat güzel. Hele de yeni öğrencilerimin gelmesine bu kadar az kalmışken... :))
Arayı bir daha bu kadar açmamak dileğiyle...

2 Ağustos 2012 Perşembe

Merhaba tekrar

Merhabalar. Ne zamandır yazamadım bir türlü. Aklım hep buradaydı ama elim varmadı bir türlü nedense. Neyse, geç olsun da güç olmasın değil mi?
Bugün yaptıklarımı paylaşmak istiyorum sizinle. Önce peçetelerim için peçete yüzükleri yaptım. Sofraya minik bir dokunuş :)


Siz becerikliler anlamışsınızdır ama ben yine de kısaca anlatayım. Keçeyi çiçek şeklinde kestim. Ortasını peçete geçecek şekilde kestim vee güle güle kullanınız. Bilmem dikkatinizi çektimi ama çiçekler papatya şeklinde iken bir tanesi yıldız çiçeği. O yüzük oğluşum için. Kendisi sıradan şeyleri sevmez. Bir farklılık arar. Onca papatya içinde bir yıldız...
Neyse bu iş tam biterken bir başka çiçek yapmaya karar verdim. Şöyle ki:




 Yine siz becerikliler anlamışsınızdır. Fotoğraf kareleri anlatıyor zaten herşeyi. İşte bu çiçeği yaparken aklıma bir fikir geldi. Ben birşeyler üretmeye başladığımda fikirler zincirleme gelir zaten. Sonra bir bakmışım ki şunu yapıvereyim dediğim işin üstüne bambaşka ve hiç hesapta olamayan birçok başka iş yapmışım. Bugün de aynen öyle oldu. Ne zamandır sandalyelerimin ayaklarındaki plastikler çıkmıştı ve ben çözüm yolu arayışındaydım. Çünkü, siz de bilirsiniz ki, sandalyeler böyle olunca çok ses çıkarıyorlar. Yapışkanlı keçeler mi? Hiç denemeyin derim. İki gün sonra çıkıyor. Tekrar tekrar yapıştırıyorsunuz ve bir süre sonra siz sıkılana kadar böyle gidiyor :)
Ben bu işten sıkılalı çok olmuştu. Bugün aklıma esen fikirlerin birisi bununla ilgiliydi işte. Sandalyeme ayaklar yaptım. Benim sandalye minderlerim çiçekli. Ben de yaptığım bu çiçeği kullanarak hem sandalyelere değişik bir hava verebilirim hem de sorunumu çözebilirim diye düşündüm ve... İşte sonuç. Bakın bakalım olmuş mu?
Bu dairenin ortasına sandalyenin ayağı kadar bir daire daha kesip yapıştırdım içten. Daha sağlam olsun diye. Sonra dairenin kenarından ortasına kadar ara ara kestim ve sandalyenin ayağına silikon ile giydirdim.


İşte yaptığım çiçek. Nasıl?






Böyle işte. Uzuuun bir aradan sonra yazmak çok keyifliydi gerçekten. Görüşmek üzere...



23 Mayıs 2012 Çarşamba

Canım annem

İlk olarak bu magnetler var. Her çocuk için hazırlattım. Bunları hazır alıp yazdırdım. Arkalarına kırtasiyeden alınan mıknatıslardan taktım.

Sonraa canım kuzucaklarımın fotograflarının yanındaki yerini aldı.

Baktım hediye sayısı artıyor böyle bir çanta yapmak şart oldu. Bu magnetler bana yeter mi? Hayıır! Asla duramam bu tip şeylerde :) Hemen iki dakikada dalalrı çizip A3 kağıdına fotokopi yaptım. Çocuklar istedikleri renk ve şekilde çiçekler çizdiler, boyadılar. En son dokunuş: Nazar boncuklarımız:)
Benim oğluşum kırmızı laleler çizmiş görüldüğü üzere.

Eee anne deyince akla çiçek gelmez mi? Hemen işe giriştik. Krepon kağıtlarını daire şeklinde kestik ve ortasından zımbaladık. Sonra katlarını tek tek açtık. Çöp şişe geçirip yeşil kreponla çöp şişlerin üstünü sardık.

Bu zarf, mektup kağıdının şeklinin tarafımdan kesilip beyaz zarfa yapıştırılması ile oluşturuldu. Mektup da altta. Bu mektup çocuklara anneleri ile ilgili sorduğum sorular doğrultusunda, onların ağzından yazıldı. 

Annene ne yazalım dediğimde Seni seviyorum anne' den başka diyecek şey bulamayan çocuklarıma annenle en çok ne yapmaktan, nereye gitmekten hoşlanırsın? Annene en yakışan kıyafet nedir? En sevdiğin yemeği nedir? En yakışan renk nedir? gibi sorular sordum ve çocukların cevabını yazdım. Alta da anneleri ile resimlerini çizmelerini istedim.

Anne hayatımızdaki en vazgeçilmez, en değerli şeydir hiç şüphesiz. Ama çoğu zaman en farkında olunmayan, belki en alışılmış olandır. Yokluğu durumunda fark edilir ki, bu durumda birçok şey için çok geçtir. İyisi mi biz annemize onu sevdiğimizi çok geç olmadan söyleyelim dedik ve annelerimiz için hazırladığımız bir proğram sonunda onlara, hediyelerimizi verdik.

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Tavşan

Merhabalar
Ne zamandır yazamadım. 23 Nisan gösteri koşturmacası, sergi hazırlığı, anneler günü hazırlığı derken... Bir de baktım ki bir arpa boyu yol gitmişim. 
Git git bitmeyen bu yolu bir yerde kesip yazmaya karar verdim ben de. 
Bu tavşancıklar, "öğretmenim haydi tavşan yapalım" diyen tavşancıklarımın isteği üzerine tarafımdan çizilip fotokopi ile çoğaltılmış ve çocuklarım tarafından kes- yapıştır yöntemi ile hazırlanmıştır. 
:)) Böyle anlatınca çok matah ve farklı bir şey gibi geliyor kulağa. Sunum ne derece önemli.
İşin özeti kestik ve yapıştırdık. Kızlara kurdele(istedikleri renk) erkeklere papyon( renk renk. Yoksa hep mavi istiyorlar:))


Biz çok keyif aldık. Umarım siz de alırsınız.
P.S. : Bu ara sergi hazırlığımız var. O sergiden fotoğraflar yayınlayacağım. Ama önce anneler günü. Annelerimize öyle hediyeler hazırladık ki...
Blog takip eden anneler olabileceğinden, süprizi bozmamak adına anneler günü ertesinde yayınlayacağım hediye fotolarımızı inşallah.


25 Nisan 2012 Çarşamba

Denizimiz

Bu sefer deniz yaptık. Deniz demek balık demek bizim için. Bu çalışmada birkaç teknik kullandık. Boyadık, kestik, artık materyal kullandık. Daha detaylı anlatıma geçiyorum, sıkı durun.:)
Önce sünger baskısı ile denizimizi maviye boyadık.
Sonra gazlı boyalarımız ile yosunlar boyadık.
Fotokopi ile çoğalttığımız balıkları boyayıp kestik.
Balığımızın birinin gövdesine cd yapıştırdık.
Kaplumbağalarımız ceviz kabuğundan. Ayakları hurma çekirdeği.
Kumumuz ise gerçek kum. Okulun merdivenleri yapılıyorken aldırdığım, lazım olur diye kenara koyduğum kumdan. Zaten bu fikrin çıkış noktası kum aslında. Bu kumla ne yapsam diye düşünürken geldi bu fikir silsilesi aklıma. Şu da olur. Bunu da ekle. Buraya da bir balık iyi olur derken, baktık ki denizimiz oluşuvermiş.
Biz çok keyifli yaptık. Umarım siz de keyif alırsınız.

Haa, kum nasıl yapışacak diyenler, beyaz tutkalla yapıştırdık biz. Kesinlikle işe yarıyor. :))

16 Nisan 2012 Pazartesi

Kadınlar çiçektir


Kadın olmak... Zor bir iş. İş diyorum çünkü kadın olmak mesaisi olmayan bir işler yığını demektir. Annesinizdir, eşsinizdir, temizlikçisinizdir, palyaçosunuzdur, psikologsunuzdur, arabulucu ve avukatsınızdır.... Bir reklem vardı hani, ben,m annem ayakkası bağlayıcısı diye :)) Aynen öyle işte. Biz her şeyiz bayanlar. Onun için de özeliz, güzeliz. 
Biz de Kadınlar Gününde, özellikle erkek çocuklarımın alışması ve farketmesi için çiçekler yaptık. Özellikle erkek çocuklarım dedim, çünkü kızlar zaten işin içinde. Ayrıca kadınların hayatını zorlaştıranların genelde erkekler olduğunu düşünürsek, bu farkındalığı sağlamanın önemi daha da iyi ortaya çıkar diye düşünüyorum.


İşte bu çiçeklerden yaptık. Fon kartonunu ikiye katladık. Sonra dibinde üç santim kadar yeri kesmedik. Oraya kadar düz çizgi halinde kestik. rulo yapıp üst noktalarına krepon kağıdı büküp yapıştırdık. Umarım anlatabilmişimdir. 

Sonrasında sonuç budur :)) çiçek bahçesi oldu sınıfımız. Eeee kadınlar çiçektir diye boşa dememişler. Biz de girdiğimiz ortamı güzelleştiriyoruz. Aynen bu çiçekler gibi:)